Nora'nın Kitaplığı : KCBT 8. Blog Turu: Umut Bıçağı (Kaos Yürüyüşü #1) || Kitap Yorumu

27 Nisan 2014 Pazar

KCBT 8. Blog Turu: Umut Bıçağı (Kaos Yürüyüşü #1) || Kitap Yorumu


Aklınızdan geçen tüm düşünceler başkaları tarafından duyulsa neler hissederdiniz? Hiçbir sırrın saklanamadığı bir yer gerçekten var mı? Toddun yaşadığı kasaba işte tam da böyle bir yer. Nüfusu sadece erkeklerden oluşan bir kasabayı etkisi altına alan ses virüsü yüzünden kimsenin huzuru kalmadı. Zihinlere sinsice sızan düşünceler yaklaşmakta olan büyük bir savaşın habercisi sayılabilir mi? Kasabada kalan son çocuk olan Todd için tek kurtuluş yolu kaçmak görünüyor. Peki ama nereye?..


İşte karşınızda yepyeni bir distopya! Aslında yepyeni demek doğru olmaz çünkü Türkiye'de bir de eski edisyonu var. Her neyse, konumuz bu değil :D Ne diyordum, evet. Macera, distopya, kaçış... 2014 resmen bu tür kitaplarda patlamaya neden oldu. Ve ben bu kitabı çok beğendim. Eh, benim tarzım ne de olsa :D

İki yönden küçük eleştirilerim olacak, sonra kitabın sevdiğim yönlerine geri dönüş yapacağız. İlki; kapak. Tabii ki orjinal ve eski edisyonundan çok daha iyi, ama bu kitaba bu kapak biraz basit kaçmış. Labirent Ölümcül Kaçış tarzında bir kitaptı ve bilemiyorum, yine o tarz eğlenceli bir kapak beklerdim. Kapağın resmi hoşuma gitmese de kalitesine laf yoktu. Karton kapak olabilir, hiç kabartması olmayabilir -ki benim kabartmasız kapaklara alerjim var ama niyeyse bunda kaşıntı yapmadı :D- ama sanki bu kapağın hoş görünmesi için ne cilte, ne de kabartmaya ihtiyacı vardı. Resmi beğenmesem de kaliteyi beğendim anlayacağınız.

Diğer eleştirimse şive yönünde. Arkadaşlar, bu kitabı okumak istiyorsanız bu yönden sizi mutlaka uyarmalıyım. Yazar, kitabı şiveli yazmış ve bu nedenle Türkçe'ye çevirirken de köy ağzıyla veya konuşma diliyle çeviri yapılmış. "İstemiyom, diil, gelmicem, vidyo vs.." bu tür kelimeler kullanılmış ve kitaba başladığımda cehennem gibi gelmişti. Kesinlikle bu kitap böyle ilerlemez diye düşünüyor, bir türlü konsantre olamıyordum. Ama sonra, her nasılsa bir anda sanki tüm şiveler görünmez olmuş gibi okudum kitabı. Arada sırada gözüme çarpıyordu bazıları, ama o kadar alışmışım ki normalmiş gibi gelmeye başladı. Yani kitabın başında şok olmayın ve devam edin, ortalarına geldiğinizde siz de şiveyi umursamazsınız diye düşünüyorum.


Evet, pek de eleştiri olmayan eleştirilerim buraya kadardı :D Baş karakterin 13-14 yaşlarında olmasını da biraz itici bulmuştum ama çocuk işte napıcaksın. Ayy galiba kitaptaki şive bana da bulaştı. "Ne yapacaksınız", demek istemiştim :D

Kitabın ilk 100-150 sayfasında ön yargılara batmıştım resmen, kitabı beğenebileceğim hiç aklıma gelmezdi. Ama kitabı bitirdiğimde "2. kitabı almam lazım, alamasam bile birileri bana ne olduğunu hemen anlatsın, hemen!" diye düşündüğüm de doğrudur. 2. kitabı alabilir miyim, alırsam ne zaman okuyabilirim bilmiyorum, ama okumak istiyorum.

Bir kere kitabın üzerine kurulduğu dünya muhteşem. Yani her şeyin günlük güneşlik olduğu bir distopya üzerine yazılmamış (hangi distopya öyle ki sanki) ama yazarın hayal gücü sınırlarını zorladığı kesin. Kitap aşırı sürükleyiciydi diyemem belki, ama özellikle ikinci yarıda sıkılmayacağınızı garantileyebilirim. Bir Ölümcül Kaçış gibi olmasa da kesinlikle kendine özgü, güzel bir distopya olmuş. (Fark ettim ki sürekli Ölümcül Kaçış'la kıyaslıyorum.)

Kitabı bitirdiğinizde kapağın ve kitabın adının anlamı ortaya çıkıyor. "Aa demek bunu kastetmiş" demiştim ben çünkü kitabı okurken kapak veya kitabın adını kitapta geçenlerle bağdaştırmak hiç aklıma gelmemişti. Ama kitabı bitirince kapak resmi ve kitap adının kitap içeriği ile ne kadar uyumlu olduğunu anladım.

Benden de bu kadar. Bir sonraki postumda görüşmek üzere, hoşçakalıın! :)

Satın almak için: Kitap Sihirbazı

Puanım: 3,5  GoodReads Puanı: 3,96
Sayfa Sayısı: 472   Yazar: Patrick Ness   Yayınevi: Deli Dolu

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder